Bugün dünya iklim değişikliği, yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik, çatışmalar, salgın hastalıklar gibi birçok sorunla uğraşıyor ve dünyanın bu ortak sorunları milyarlarca insanın hayatını etkiliyor. Tüm bunların içinde sosyoekonomik ve toplumsal gelişim bakımından en önemli sorunlardan biri de istihdamda cinsiyet eşitsizliği. Kadının ekonomiye katılımı ve kadın girişimciliğinin desteklenmesi, sürdürülebilir kalkınmayı sağlayan en önemli anahtardır. Bu doğrultuda kadının güçlenmesi ve iş gücüne katılımı, ülkemizin toplumsal ve ekonomik gelişimi için de çok önemlidir.
İSTİHDAMDA CİNSİYET EŞİTSIZLİĞI BÜYÜK BİR SORUN
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı günümüzde tüm dünyada giderek artan bir refleks gelişmektedir. Türkiye’de de bu sorunun en çok görüldüğü alan “istihdam” ve istihdam hem ekonomik kalkınmanın hem de sürdürülebilir dünyanın en önemli gerekliliğidir. Ekonomik kalkınmada insan vazgeçilmez bir unsur olduğuna göre kadın olmadan kalkınmayı sağlamak da söz konusu değildir. Kadının ekonomik hayata aktif katılımı, ülkelerin refah seviyesini artırırken, kalkınmanın da olmazsa olmazıdır. Türkiye’de kadınların iş hayatına katılımı ne yazık ki OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ülke ortalamalarının çok altında kalmaktadır.
TÜRKİYE’DE KADINLARIN İSTİHDAM ORANI %26,3
TÜİK’ in “Hane Halkı İşgücü Araştırması” nın sonuçlarına göre 2020 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaşta istihdam edilenler içinde kadınların oranı %26,3 iken bu oran erkeklerde %59,8 oldu. Yine şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı %19,3 olarak belirtiliyor. Bununla birlikte eğitim durumuna göre iş gücüne katılım oranı incelendiğinde kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe iş gücüne daha fazla katıldıkları görülüyor. İş gücüne katılan kadınların %65,6’sı yükseköğretim mezunu. Tüm bu sıralamalar Türkiye’de kadınların eğitimlerinin yanı sıra ekonomik hayata katılımlarının da daha fazla desteklenmesi ve konumlarının güçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
KADIN İSTİHDAMININ %34’E YÜKSELTİLMESI HEDEFLENİYOR
Türkiye Cumhuriyeti Strateji ve Bütçe Başkanlığı, hazırladığı 2019-2023 yılları arasını kapsayan 11. Kalkınma Planı’nda kadınların ekonomik hayattaki konumlarının güçlendirilmesine yönelik hedeflere ağırlık veriyor. Buna göre 2023 yılı sonuna kadar kadınların iş gücüne katılım oranının %38,5’e, kadın istihdam oranının %34’e ve kendi hesabına çalışanlar içindeki kadın oranının %20’ye yükseltilmesi planlanıyor.
ÖZEL SEKTÖRE DE GÖREV DÜŞÜYOR
Elbette istihdamda cinsiyet eşitliğini sağlamak için kadının eğitimi, iş gücüne katılımı ve sosyal açıdan güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu konuda ülkemizde özel sektör de önemli sorumluluklar üstleniyor. Bunun için Türkiye’de sorumlu bir işveren olarak cinsiyet ve fırsat eşitliğini gözeten çalışmalarla fark yaratan birçok firma bulunuyor.
Sürdürülebilir kalkınmanın, kadınların başta iş dünyası olmak üzere yaşamın her alanına etkin katılımıyla mümkün olacağına inanan Şenpiliç, insan kaynakları politikasını da kadınların ekonomiye eşit ve etkin katılımını sağlayacak şekilde kurgulamaktadır. Daha fazla kadına istihdam sağlamak ve ekosisteme dahil olmaları için destek vermek amacıyla istihdam politikalarını geliştirmeye devam etmektedir.